Günümüz Türkiye’sinde de tüm dünyada kabul gördüğü gibi İngilizce karşılığı ile kullanılagelen “wellness” terimi dilimizde iyi oluş, zindelik, fiziksel uyum (fitness) anlamlarına gelmektedir.
“Esenlik” anlayışı çağdaş insanının yaşamakta olduğu farklı düzey ve yoğunluktaki çeşitli zorlanmalara destek sunmak üzere bir model önerisidir.
Bu öneri bireyi beden, zihin ve ruh ekseninde bir bütün olarak kabul ederken yaşam boyu devam edecek gelişimsel sürece vurgu yapar. Zira, bu üçlü üzerindeki gözlem insanı öz değerleri ile buluşturma ve kişiyi optimum sağlık düzeyine taşımada etkin bir role sahiptir.
Alanyazında açıklandığı üzere esenlik yaklaşımının temelleri Alfred Adler tarafından atılmış, esenlik ‘Wellness’ kavramını ilk kez Halbert Dunn (1961) kullanmıştır. Dunn’a göre kişinin yüksek seviyeli esenliğe ulaşabilmesi için vücudun ahenk içinde olması ve bedenin enerji kaynaklarının akmaya hazır halde olması ile denge durumuna ulaşması gereklidir.
Esenlik hareketini ileriye taşımış olan bir diğer kuramcı Dr. Donald Ardell’dir. İlk kitabı “Yüksek Seviyeli Esenlik: Doktor, İlaç ve Hastalığa Bir Alternatif” 1977’de yayımlanmış ve 1986’da yeniden yazılmıştır. Ardell esenliği “gelişmiş bir fiziksel, psikolojik ve ruhsal sağlık hali için bilinçli ve kararlı bir yaklaşım” olarak tanımlamıştır. Ardell’in hipotezine göre “kişinin sağlığı sürekli değişim halindedir. Birey esenlikli hayat tarzını sürdürerek hastalanma ihtimalini önemli ölçüde düşürür ve toplam iyi oluş ihtimalini arttırır. Böylelikle kendi fiziksel sağlığı, zihinsel sağlığı ve yaşama arzusu için en iyi potansiyeli gerçekleştirebilir”.
Esenliğin çok boyutlu yapısını dikkate aldığımızda bu boyutların şu alt başlıklarda olduğu görülür;
- Fiziksel esenlik,
- Psikolojik esenlik,
- Spritüel (manevi) esenlik,
- Duygusal esenlik,
- Entelektüel esenlik,
- Sosyal esenlik.
Yaşamdaki boyutlar birbirinden ayrı olarak var olmalarına rağmen, bu anlayış bireyin denge durumunu boyutlar arasındaki karşılıklı etkileşimin bütün sistemin sağlıklı olmasını sağlayan parçaları olduğu kavrayışına dayandırır.
Yine yaklaşımın temel kuramlarından bir diğeri olan Esenlik Çarkı Modeli insanın bütüncül yaşamını değerlendirirken beş temel yaşam görevini esas alır. Şöyle ki;
- Maneviyat,
- Kendini yönetme becerisi,
- Çalışma,
- Arkadaşlık ve
- Sevgi
Çarkın etrafında yaşamdaki önem derecesine göre sıralanmış üç bölüm bulunur.
Metaforik bir özellik taşıyan yaşam çarkın merkezinde insan yaşamının en önemli yönü olarak ‘Tinsellik’ yer alır. Açık ifade ile alanın özgün görevleri içsel yaşamla birlik, amaç sahibi olmak, iyimserlik ve değerlere sahip olmaktır.
Çarkı çevreleyen ikincil önemdeki yaşamsal görev fiziksel, entelektüel ve duygusal bileşenlerden oluşan “kendini yönlendirme”dir.
Üçüncü bölüm ise diğer yaşamsal görevler olan çalışma, arkadaşlık ve sevgiyi içerir.
Model beş yaşamsal göreve atıfta bulunurken temel çerçevesini
- Aile,
- Toplum,
- Din,
- Eğitim,
- Devlet,
- İş dünyası,
- Endüstri,
- Medya
kriterleri ve yaşantıları sınırlandırır ve anılan majör yaşamsal güçlerle esenlik ilişkilerini açıklar…